4 Mart 2010 Perşembe

4 Mart 2010

Hepimizin hayatında tamam artık bundan sonra ben şunu şunu yapmayacağım veya az yapacağım gibi kararlar alır. Mesela hem gece hem gündüz yaşayıp, ne gerek var diyip, ben sadece gündüzleri yaşayacağımi geceleri ise evde yaşayacağım kararı almıştım. Eğlen eğlen nereye kadar demiştim. Hatta gece cıkma nedenim, sevdiğim müzik, etrafı görmeden sadece dans ve sevdiğim içkileri içmekti, içmesem de olur hissi olurdu.

Böyle bir dönemde, işten çıkıp, ev, besleyici yemek, bir saat dinlenip dogru spora, kendime, 40 dk her güne bir cardio aleti, ve peşine 5 dk kürek, iki gün dinlen, ve haftanın 5 günü haydi hoppa, bisiklete binicez günlerimin ilk haftasını tam tamamlıyordum ki, salona bir girdim :
Ortam vur patlasın çal oynasın, ancak elbet tef, çingene gibi değil, murat ıncuoğşu sahnede, karanlık, disco topları dönüyor, hiiii, haaaaaa, hih hoh ,hahaha sesleri ile çılgınlar gibi herkes aletlerin üzerinde, bense, acaba ben gece gezip dans etmeyi çok özledim şu an bu bana basık gelen spor salonunu hayal ediyorum ancak içki yok, gece değil ve spor yapıyoruz mu diyorum kendime! Su ve portein shot'lar dolaşıyor. Bana zihinimin bir oyunu mu bu? diyor ve elimde Tomris Uyar kitabı, bisiklete geçiyorum. Engagement olana, cünkü, kitap okumak için, iki işi bir arada yapmaya ortam hazırlıyorum, hatta 3. Düşünücem cünkü bir de, kitap okurken bile düşünebiliyorum, ne yazık bana.
Bir tek 3 harfliyle öpüşürken, düşüncelerim duruyor. Bu anları çoğaltmam lazım ki, beynim hava alsın.

Ne diyordum, ortam gercek cıktı, ben üretmemişim. Parti varmış. Pek iyi geldi, ancak normal tempondan hızlı kullandım bisikleti, bir baktım ki, Galata'ya varmışım!

Hayat seni şaşırttığı sürece, güzeldir.
Ummadığın anlarda karşılaştığın yüksek enerjili ortamlardır seni hayata bağlayan.

Mutluyum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder