19 Ağustos 2010 Perşembe

anlamsızlığa razı olmayınca..

Anlam bulamadığında anlam aramaktan vazgeçip olanla devam etmezsen anlama ulaşıyorsun.
İçinden seni dürten her sese kulak ver, olumluya olumsuza, birbirini acık eden bu dürtüler
seni kendi gerçeğine götürürken, canını yakıyor gözükselerde çok geçmeden bir süre
kalacağın yere geldiğinde düne bile baktıgında aslında bir anlamı olduğunu görüyorsun.

10 Ağustos 2010 Salı

Bugünün anlamı

Anlam anlıktır.
Anla birlikte biter anlam, bir başka söylemde. Anladıgında da biter, anlam.
Ben bugün anladım.
Kendim gibi karsımda birini buldugumu düşündüğüm her an yanıldıgımı anladım.
Toplu yanılma toplu anlama ve üzerime yıgılan yük ve saskınlıktan sonra yapılan temizlik beynimde hücre temizliği, günümüzün henüz benim içinde ne işim oldugunu olabileceğimi anlamadıgımi facebookta temizlik ile gelen rahatlık, sistemin digital yansıması beni acmadı. Etrafımda bulundugrdugum insanların kriteri belli oldu bu kritere sahip olmayıp kriter delici bir içtenlik ve saflığını kaybetmemiş olma ihtimallerini bana göstermeleri dışında artık hiçbir kimse muhatap değildir. Kendileriile ilgili ise benimle temas etmesinler, evlerinden çıkmasınlar, neden sadece araba ehliyetile kullanılıyor ki, çalışma ehiliyeti, aşk yaşama ehliyeti, arkadaşlık kurma ehliyeti herseyin ehliyeti olsun, yapabilme yetine göre yap. Yapsın. Daha güzel dünya projesi.
sen ve sen gibilerden bir şirket acmak bir ada kurmak ve vizenin tek sartı sen ve senin gibi.

Bu yazıyı ban yazdırtan anlam formatı dısında yazdırtan gene kayalara carptıgım bir ask işi gönül işi. Gönlüme girmişte aslında pasif modda yaşamını sürdürmüş beni beslemiş, üzüldüğümde içimi açmış birine hissettiğim duygular. Uzaktan bana enerji vermiş veya ben ondan almısım ne zaman oraya gitsem iyi gelip cıkmısım, yazmısım yazmısım..

Sonrasında hayatımda görünce, yani dört gününde, ve bir sürede telimde, bunlar kısa olsa da önemli, gercek mi bilmiyorum. Zaman ile gercek mi anlaşılır, zaman ile gercek kardes.

Konustugum kişileri de degiştirdim, okuduklarını kendilerine göre ve kendi korku veya kendilerini düzletme çalışmalarından süzen ve ona göre fikirler verenlerle degil, yalın dinleyenlerle konusacagım.

Zaten konusma konusunda ciddi bir revizyonum var, konusmayacağım.

Son aşkım bana bunu ögretti, henüz bitmedi biraz daha var gerci ancak meydanı bende bos bırakıcam, buda bir tanıma bu da bir flirt, 4 karsılıklı gecen bence güzel baslangıclar duygu yüklü bakıslar ve öpüşme, incesinde vesonrasında tatlı mesajlar, sonrasında ki hanersiz gidiş, bu gişidte ilk 3 gün merak ciden sağlıgı merak, sonrasında da nasıl bu kadar sessiz kalabilr neden iletişim kurmuyor, kurar mı acaba nın merakı ile gecen bir 23 gün michael jordanın forma numarası mı bu..rakamlarla aram iyi degil sadece fptpgrafik hatırımda kalırlar, 23 gün ve toplam kac mesaj kimbilir, bazı üzüldüğüm yokolsun anlarında silmeseydim şu an elimde tatlı duygulardan oluşmus bir eser vardı..zamane gencliği askını smslerde anlatıyor zaar, mektıp olsalar kısa film olsalar olurladı..

hayatımın erkeğinin sahnesi varsa uyguni bende bir hoşum, kendime aşk tamam, çoçuklarıma baba tamam peki neden sahnesi olan bir erkek bana daha cekici, diyaframı gelişti solar pleksüsü dogal yoldan rahattır diye düşünmüyorum, elimdeki örnekler pek bir dost sevgi dolu iletişim göstergesi degil.
veya co kitap okuyor ve benden daha cok biliyor olması kriter.
cok güzel, aferim,

şu an 1994 yılıyla konusmaktayım bir o kadar keyifli ve gercek. Zaman gercegin kardeşi, burdan şu çıkıyor, çok çok az kişi gönlündeyikle olmuş, benim acı dediğim yolculuk alsında cok aklı basında bir mesele.

Sadece eskide buldugum iki durumda da üstüne gitmeyip ana göre başka kararlar aldım, birinde olmaz ingiltere dedim annemde de dedi, ikincide madem bunu secti görsün bakalm dedim

bu sefer yapmıcam, yapmak üzereydim peki kendin bilirsin demeyi, belki de bir bok bildikleri yok..
kafeslemek burda devreye giriyor,többeee tööbeeeee...hem bülbülü altın kafese koymuslar gene de vatanım vatanım demiş, ne işim vardı, yaş 20 ingiltere'de. dil görenir  olanı harikalştırır ve yazar olur viski icer biraya gömülür dogada gezer neler neler, tatillerde istanbul ...

sus.

cıktın gittin allahın unuttugu horuzlu kent deleware e aldın adamı karsına, o da seni seviyorumda cok imkansız gibi geldi ben işte dönsem askerlik ben alıstım hamburgere sana da asıkgım ama gecer dedi ne bok yicektin
sen hep hayallerinde karsılasıp öpüşüp they lived happliy ever after modundayken, ask üstüne ask askın sevgiye dönerken percin percin olusu, küçükken pişmaniye yiyip agzından püskütrmen gibi etrafadagılısı gibiyken
gercek hayat söyle oluyor, ailmeinde uygun buldugu benım yanlızlıgımı gideren bana cok iyi davranan bak bak
ve birbimize alıstık hem de zaten biz evlenelim,

ee baba n'oldu aşk?

sonra da bu kitle ask yok diye konusmaya baslıyor ve yayıyor bu duyguyu..
o kadar var ki..
siz yokusunuz! Varlıkta.

6 Ağustos 2010 Cuma

anlamı buldum

Anlamı buldugunuz noktada diger tarafa geciyorsunuz, sağdan buyrun lütfen diyen, beyaz gömlekli son aşkıma benzer bir adam hafif zıpır bir gülümse ile çağarıştı şu an hayalimde.

Anlam aramadığım noktada anlamı bulmuş olmam beni şaşırttı.
Anlamı gercekten ben ne olursam olayım, başkasının algısında buldugumda anladım.

Bu algıyı kabul etmediğimde kendi yanlızlıgımı kabul ettiğim noktada anlamı anladım.

Anlam arama. O da bir yanılsama.

5 Ağustos 2010 Perşembe

Hersey yuvarlak.

Ne güzel top gibi.

Bazen bazı konusmalar yapılır ve o konusmaları aynı bir sanatcının bir parcasyı kaydederkend ki düşüncesi ve onu daha sonraki seslendirmede duygusu aynı olmayacagı gibi sonrasında düşündüğünde aslında o konusmayı baska bir sekilde de anlayabilirsin.

Anlam haritasını cıkartırken tüm hikayelerin bir dairesel döngüsünü tamamlaması cok önemlidir. Acıkta kalan, kısımlar ruhumuzu yorar. Bir dolu acık halka ile nasıl kolye yapılamaz ise, bu sekilde halkayı tamamlamıs olusumlarda anlam haritasını bozar.

Ferhan Sensoy’un bir yazısında okumustum, Futbolda en sevdiği nesnenin top oldugunu birebir benim düşümcemde budur, hersey ona baglıdır. Topa.

Top yuvarlaktır, lafı. Hayatla ilgili basit bir gerceği oldukca yalın anlatmış, benim yukardkai paragrata anlamtak istediğimin net ifadesi.

Ne kadar kısa, o kadar öz.