11 Şubat 2010 Perşembe

10 Şubat 2010

Gergin bu günü tanımlar diye uyandım. İşe gidene kadar geçen zamanı sakarlık, sıkıntı ve kasvetle doldurdum. Eteğimin astarını yırtma seklim üzerine imkanım olsa tüm günü evde geçirirdim. Nemrutlukla karışık, olmuş olayları yeniden düşünme sakin ve bu sakinlik kesinlikle içimden gelerekti, tüm olayları tekrar düşünüp kızdım. Öğlen Leyla’ya gitme onun gözlerinden çıkan parlaklıkla kendimdeki parlaklıgı hatırlamak için bencil bir plan yaptım.
(Herkesin herseyi kendi için yaptıgına inanırım.)

Ofis işler ve eve dönüş. Geldim, sabah ki gözümü açar açmaz olan vardıgım kanı ne kadr dogruymus dedim, vucudum kasılıyor, beynim yavasladı, kalvyede yazı yazamıyorum, telefon calıyor, konusamıyorum, anlatmaya basladıgım bir konuda kafam dagalıyor ve yanlıs kelimeler kullanarak karsı tarafından kafasını karıstırıyorum. En olmayacak dediğim bir kişiden, çok ilkşkilendiremediğim bir kişiyle yasadıgı bir heyecan- aşk- tutku arası bir şeyler işitince biraz oldugum agar enerjili yerden çıkar gibi oluyorum, ancak o şaşakınlık bile kendime getirmiyor. Evde aşağı yukarı dolanıyorum, hiçbirşey yapmadan, buaşık makinesini açıyorum, içini boşalmtka niyeti ile bir tabak çıkarıp, sonra vazgeçip, bulaşık makinasının kapagını da acık bırakıp, gidip yatıyorum.

15 dakika yatakta bayıldıktan sonra telefona uyanıyorum, Atomkarınca telefonda, hayatımıza yeni kattıgımız yeni blog ile ilgili iş basında onu paylaşıyor, yenilik, heyecan ve bunun herkesi sarmıs oldugu duygusu bende bir kıpırtıya neden oluyor ve vazgeçiyorum girdiğim moddan, açık bıraktıgım diger bir kapı olan dolap kapımıda kapatarak salon’a geçiyorum, açıyorum netbook’u. Yazıcam.

Skype’dan biri çıkıyor, sohbet koyulaşıyor, keyifleniyorum ve bir bakıyorum, kırmızı terlikli teyze gelmiş,

Habersiz, söylediğinden 4 gün önce. Anında rahatlıyorum, içim acıkıyor..Sancılarımın nedeni anlıyorum, çatlamya çalışan yumurtalar varmış içimde, onlar çatlayana kadr beni de çatlatmışlar tüm gün, beynimi, vucudumu nerden cıkacaklarını bilemedikleri için çatlatmışlar.

Eşikte olma durumumda bu yumurtlama sancısı gibi, koza kelebek ilişkisi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder