25 Ocak 2010 Pazartesi

345

21 Ocak 2010
Dudaktan kalbe..

Düşündüğüm birşeyde, kafanın içindekiler paylaşılmasa bile birbirine etki edebiliyor,
Belli bir zaman önce karşılaştığım biri var. En sevdiğim isme sahip diye mi bu kadar etkilendim ya da etkilendim bir de üstüne üstlük en sevdiğim isim mi?
Önce benim için, kim bu dedirten bir histi. Birisine benzettim ancak net bir isim gelmedi, kesin musevi dedim içten içe, sonra konustuk o gece sadece aklımda kalan, cins biri, kendinden bahsetmiyor ne güzel. Annesi neden aradı? Soruları ile ayrıldım ordan ve aklımda kaldı. İsmi de duruşu da.

Sonrasında, aradan zaman geçti, aklımdan çıktı ancak bünyemden çıkmadı. Ki rastladıgımda direk sevindim ve sevinme oranımla birlikte direk kaçtım.
Bermuda şeytan üçgeninde oldugunu düşündüğüm kimselerle huzurumu kacırmak istemiyorum. Aşk, sevgi, ilk görüşte begeniyle gelen kaliteli anlar silsilesi istiyorum.Ne istediğini bilen gelsin, kalsın istiyorum. Bir o kadar merak uyandırdın, tanımak istiyorum.

Derken ikinci gece üst üste gene rastladım, ve o gece iyice kaçtım, nedenim vardı.
Kendi kafamda belki de saçmaydı. O gece en mutlu olduğum an, tek gelip hadi gidelim burdan demesiydi, gitmedim, eğleniyordum o sırada. Gitti. O gidişi, gözlerine bakıp, bence aynı şeyleri düşünüyoruz dememde ki bakısı ve benzemez kimse sana laflarının ağzımdan dökülüşü bence onun içine aktı.

Sonra bir gün bana cok fena hadi görmek istiyorum hisleri geldiğinde telefonumda adını görünce, o sevdiğim adını acaip sevindim. Salak gibi sevindim tam anlamıyla..
Yaşasın filan dedim, aynaya bakıp güldüm. Sıcak hissettim, ve hemen buluşmak istedim. Buluştuk. Hemen öpmek istedim.

Sinemada yanyanyken kollarımızın degen kısmıdan huzur buldum, tuttum kendimi.

Sonra öpüştük, öpüştük öpüştük ve dudaktan kalbe giden bir yol var, uzun zamandır ilk defa hissettim. Orda durdum. Hala da ordayım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder